Bir garip hâl içindeyim,
Hiçbir yere gitmek istemiyorum
Ama buradan gitmek istiyorum.
Bir sürgün hikayesi benim ki
Kendi öz vatanımdan sürüldüm,
Derûndan, en derûnumdan sürüldüm...
İnsan oğlu ne garip böyle sevgili Güneş.
Kendi bir kere doğar her yıl kutlar doğuşunu.
Sen her gün doğarsın,kutlamayı bırak ,
ne kadar muazzam bir düzene imtisâl ederek doğduğunu fark etmez bile .
Hatta çoğu zaman kızar, öfkelenir sana.
-Terlettin iyice bizi der
-Gözümüzü alıyorsun çok parladın der
-Kış vakti güneş mi, olurmuş der
Der de der...
Sense aldırmadan doğmaya devam edersin.
Doğmaya ve yeniden doğuşların var olduğunu bize hatırlatmaya.
Oysa üzerine yemin edilmiştir
“وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا”
“Güneşe ve onun aydınlığına andolsun ”
Evet güneşin bize verdiği öyle çok nasihat vardır ki
Her ne olursa olsun “ gün doğdu mu , her gün ilk gündür “
Her sabah aslında bize tertemizce verilen bir sabahtır.
Onu istediğimiz şekle sokmak,
istediğimiz gibi karalamak
yahut onu allayıp pullayıp , geri dönüp bakıverdiğimizde pişman olmayacağımız dolu dolu bir gün geçirmek de elbet bizim elimizdedir.
fark ettiniz mi canlar ?
Geçmişe bakmaktan, gelecek kaygısı yaşamaktan, bu günümüzü de telef etmekteyiz…
Yaşamak için yalnızca bir günümüz var.
ve biz o günümüzden de oluyoruz.
Ben her ne olursa olsun,
Arkamı dönüp baktığımda, yaşamam gereken bir hayat olduğunu biliyorum…
madem bana ezelden biçilen kaftan bu,
neden bu hayat sınavından alnımın akıyla çıkmış olmayayım ?